Serhat Karadağ Söyleşi'de...

Serhat Karadağ Söyleşi'de...

Türkiye’nin en genç aranjörlerinden ve Kral FM in prodüksiyon görevlisi Serhat Karadağ yaşına rağmen büyük işlere imza atıyor ve gelecekte ismini ezberleteceğe benziyor. Başarılı radyocu ile Kral FM de buluştuk. Kendisi ve mesleği hakkında konuştuk.

Röportaj: Erkut Aktaş
erkut.aktas@radyocuyuz.com

Seni biraz tanıyabilir miyiz? Radyoya başlaman nasıl oldu?
14 yaşında Radyo Love’da başladım, bir sene sonra Radyo Fener’e geçtim ilk defa prodüksiyon sorumlusu olarak bu radyoda görev aldım. O dönem beraber çalıştığım Kenzo ve Gonca Karaman prodüksiyon konusunda bana ilk destek veren isimlerdi. Ardından da Radyo Quasar’a geçtim orada Murat Uncuoğlu ve Kerem Çallıoğlu ile çalışma fırsatım oldu.

Prodüksiyon konusunda kendimi geliştirmek istiyordum, uzun süre müzik eğitimi aldım. 18 yaşımda ise İstanbul TV’nin müzik direktörü oldum bir yıl kadarda burada çalıştım, kanalın jenerik müziklerini ve program tanıtım müziklerini hazırladım. Kurum iflas edince de tarzını kendime yakın hissettiğim Açık Radyo macerası başladı. Askerlik görevimi yerine getirmek için yaklaşık bir yıl sonra bu radyodan ayrıldım. Askerden dönüşümde ise Radyo 5’te hem prodüksiyon hem de programcı kimliğimle görev aldım. Bu kurumda da kısa bir süre görev yaptıktan sonra şuan halen Kral FM de çalışmaya devam ediyorum.

Neden yayıncılık yönünden ziyade teknik kısmına ağırlık verdin?
Yayıncılığı ben tarzıma uygun görmüyorum prodüksiyonda ve aranjörlükte kendimi daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum mesleğimi de bu olarak görüyorum zaten bu dönemde herkes yayıncıyım diye geziyor bari işin teknik kısmını sıkı tutalım.

Radyo prodüksiyonu yanında aranjörlükte yapıyorsun hangi albümlerde ismin var?
Her projeye girmiyorum bu konuda seçici olmaya özen gösteriyorum öncelikle kendime dijital bir albüm hazırladım ondan bahsedeyim; dünyanın en iyi müzik portellerinda satışta olan “Mixtanbul” var bunun ikincisinde yaklaşık bir ay sonra satışa çıkacak. Bu albümde elektronik müzikle türk enstrümanlarını denedik yoğun ilgi olduğu içinde sanırım devamı gelecek. Ayrıca, Aşkın Tuna’nın bir şarkısına beste yaptım ve yine önemli söz yazarlarından Günay Çobanla’da çalışmalarım devam ediyor. Hepsi grubunun iki kelime şarkısının r&b versiyonunu yaptım. Doğuş’un Gurur remix albümü ve yine Doğuşun “11de 1” isimli albümünde 5 şarkının aranjesini yaptım. Bunların dışında reklam tanıtım ve belgesel müzikleri, yine televizyonlardaki bir çok programın jenerik müziklerini hazırladım. Özellikle TRT Avaz’daki seyahat zamanı isimli belgeselde çalışmak ve müziklerini hazırlamaksa benim için önemli işlerdendi. Yakında çıkacak bir çok albümde de aranjelerim bulunuyor.

Eskiye oranla radyo prodüksiyonu daha mı zor yoksa daha mı kolay?
Gerçekten bu işi yapanlar için daha da zorlaştı diyebilirim. Hem çok kötü çalışmalar var hem de çok kötü prodüksiyon görevlileri var. Radyolar maalesef krizi bahane gösterip bu konudaki kaliteyi düşürdüler. Mesela kendi radyomdan örnek vereyim; Kral FM’de çok iyi işler yapmak zorundasınız, yöneticilerimiz en iyisini istiyorlar ve bizi de bu konuda maksimum performansa zorluyorlar. Sabahlara kadar bazen tek bir cıngıl veya tanıtım için kalıyoruz. Bu da tatlı ama sonucunda her iki tarafı da mutlu eden bir sonuç çıkmasını sağlıyor.

Unutulmamalı ki radyonun kurumsal yapısı ve vizyonu prodüksiyonudur.

“RADYOLAR ARTIK BANKACILIK MANTIĞIYLA YÜRÜYOR”

Radyo prodüksiyon görevlisi nasıl olmalıdır ve görevi nedir?
Radyonun işitsel olarak kurumsal kimliğini oluşturarak tanıtım ve cıngıllarıyla insanların beynine kazımaktır.

Müzik kültürünün çok iyi olması gerekir, kendini yenilemeyi bilmeli ve yetenekli olmalı. Müzisyenliğin büyük artısı var; müzik kütüphanesi kullanmaktansa ihtiyaç duyduğunu kendi üretebilir. En önemli konulardan biriside ufak çapta da olsa mutlaka ses mühendisliği dersleri almalıdır.

Radyo prodüksiyon görevlisi hangi cihazlara ve programlara ihtiyaç duyar?
Sistem olarak Mac Pro. Müzik programı olarak Apple Logic Studio 8 + Cubase. Ses kartı olarak RME Fireface 400. Monitör olarak Adam A7 - Prodipe Pro 5. Keyboard olarak M- Audio Pro Keys 88 + M Audio O2. Synthesizer olarak Acces Virüs Tİ SNOW. Kulaklık için Sennheiser hd 280 pro ve son olarak mikrofon için ise Shure SM 58’i tavsiye ederim.

Ben kendi stüdyomda bunları kullanıyorum. İşlerimin önemli olanlarını bu stüdyoya taşıyorum çoğu zaman.

Bu sektörün en genç isimlerinden biri olarak müzik ve radyo Türkiye de nasıl bir ilerleme gösteriyor?
Türkiye’de radyo çok kötü gidiyor birçok başarılı isim işsiz ya da bıraktı diyebiliriz. Şirketlerde kaliteden ziyade ucuz eleman çalıştırmak daha çok işverenlerin işine geldiği için ilerleme olmuyor. Radyoculuk sıcak bir ortamdı ve keyifle yapılması gereken bir işken artık bankacılık mantığıyla yürüyor. Tam bir büro işi oldu diyebilirim.

Müzik sektöründense iş çıkmıyor herkes “yeni albüm yaptım” dese de aynı alt yapılar aynı melodiler hatta aynı şarkılar devamlı dönüyor. Üretim inanılmaz azaldı buda müzik sektörünü maalesef baltalıyor. Aynı aranjörler aynı sanatçılar yani kadrolar belirli bu döngünün kısırlığı da gözle görülür şekilde belli oluyor.

Yorumlar

  1. 14 Ekim 2009 Çarşamba

    Açık sözlülüğünden dolayı seni tebrik ediyorum Serhat. Söylediklerine aynen katılıyorum. Başarılarının devamını diliyorum. Sevgiler. Aysun.

Yorum Yaz


Yeni Kod Oluştur