Otomasyon mu kullanıyoruz?
RADYOCUYUZ.COM 14 Mart 2008 Cuma Makaleler
Broadcast Cable&Satellite eurasia 2007-CeBIT event fuarı dolayısı ile hazırlamış olduğumuz RADYOCUYUZ gazetemizin Teknoloji sayfasında yer alan Kaan Altınkum imzalı makaleyi sizlerin istifadesine sunuyoruz.
Otomasyon mu kullanıyoruz yoksa kendimizi mi kandırıyoruz?
Sevgili yayıncı dostlarımız, günümüzde modern yayıncılıkta benimsenmiş bir çok yayın formatı 1950'lerde Amerika’da yenilikçi yayıncılar tarafından çeşitli tecrübelere dayanılarak denenmiştir. Bunlardan en etkileyicisi ve bugünde en revaçta olanı da yoğun tekrara dayalı hit müzik istasyonu formatıdır. Kimi zaman TOP 40 formatı olarak da isimlendirdiğimiz bu sistem. Amerika’da 2 yayıncı arkadaşın bir cafe’de yaşananlardan yola çıkarak keşfettikleri bir formattır ve sizlerinde beğeneceğini umut ettiğim eğlenceli bir hikâyesi vardır.
Amerika’da bir radyo istasyonunda çalışan 2 yayıncı, mesai bitiminde radyolarında olup bitenleri değerlendirmek ve yeni fikirler üretmek amacıyla bir cafeye giderler. Günün yorgunluğunu atarken fark ederler ki müşteriler orada bulunan Juke Box'ta devamlı aynı hit şarkıları çalıyor ve bunu da makineye para atarak yapıyorlar. Ardından bu ikili ilk iş olarak istasyonlarında bulunan ellerindeki müziği kategorize ederek bu formatta yayına başlarlar. Çok kısa bir sürede dinlenme oranları % 50 oranında artar.
O günden bugüne bu format genel olarak kimliğini koruya gelse de günün gerekleri ve farklı bakış açılarının da katılımıyla evrime uğradı ve bugün bildiğimiz birçok modern formatın temelini oluşturdu. Buradan hareketle, bugünün Türkiye’sinde olduğu gibi, sürekli olarak kullanılan HİT MUZİK İSTASYONU ya da TOP 40 yayın formatı hayatımızın tam ortasına oturmuş oldu.
Yayın planlama sisteminin atası
Bilmemiz gereken bir başka husus ise, yukarıda bahsi geçen Amerikalı yayıncı arkadaşlar radyolarındaki arşivi elden geçirdikten sonra bunları kategorilere bölmenin yolu olarak da KARTOTEKS mantığını kullanmışlardır.
Kartoteks mantığı nedir? Arşivimizde yer alan şarkıların her birini bir karta yazarak fiziksel olarak bir kategoriye atabilmeyi ön gören bir sistemdir. Şarkıların kartviziti dersek yanılmış olmayız. Amerikalı yayıncı arkadaşlar oluşturdukları kategorileri birer kutuya dönüştürmüşler ve kartlara yazılan şarkıları bu kutulara koymuşlardır. Bunun adı da “kategori kutuları ile rotasyon”dur. Bugün de kullanmakta olduğumuz yayın planlama sistemlerinin atasıdır.
Kendimize sormamız gereken en önemli soru
Şimdi geriye dönüp baktığımızda, o zamandan bu zamana yaklaşık 50 yıl geçti ve bu zaman zarfında teknolojide oldukça ilerledi. Günümüzde radyolar da CD ve plak çalmıyoruz. Hatta bu sözünü ettiğimiz element kartları artık sadece bir bilgisayarın hard diskindeki bir datadan ibarettir. Özetle, eskiden bizim elle yaptığımız her şeyi artık bilgisayar yapıyor. Peki, biz radyomuzda gerçekten bir otomasyon sistemi kullanıyor muyuz yoksa kendimizi mi kandırıyoruz? Sanırım kendimize sormamız gereken en önemli soru bu.
Radyoculuğun standartlarının bilgisayar ortamına ilk aktarıldığı zamandan bu yana çok şeyler değişti. İşlemcilerin gücü arttı, hard disklerin kapasiteleri çoğaldı. Artık insanlar bu ürünleri çok ucuza satın alabiliyorlar. Kısaca, eskinin zengin ve güçlü radyolarının kullanabildiği bu sistemler artık rahatlıkla ve uygun bir fiyatla herkes tarafından satın alınabiliyor.
Peki, aldık da başımıza neler geldi;
Yayın planladık ancak sadece içinde olduğumuz saatin elementlerini görebildik, dinleyicimiz “yarın hangi şarkıları çalacaksınız” diye sordu yanıt veremedik. Aynı kategorideki şarkılardan bazılarını diğerlerine oranla daha çok çalmak zorunda kaldık, “sebebini sorduk” yanıt alamadık. Analizler sayfası olmadığı için sistemin tüm işleyişini kontrol altında tutamadık. Dj arkadaşımız “yarın işim var anonslarımı bugünden bıraksam olmaz mı?” dedi, bizde “yarın ki yayını göremiyoruz hem görsek de anonslarını sisteme yerleştiremeyiz ki” dedik. Şarkıların giriş, intro ve çıkış değerlerini rakam olarak verdik (muhasebe programıymış gibi). Şarkıların geçişlerine baktık, bir şey yapamadık “ah bu sistemin mikseri olsaydı keşke ne güzel geçişler yapardık” dedik. Sonra haftanın farklı günlerinde, farklı prototip yayın akışı oluşturmayı düşündük ama nafile, elimiz kolumuz bağlı kaldı. Reklamları sorunsuz planlamaya çalıştık, ama devamlı problemlerle karşılaştık daha kötüsü de programı yazan arkadaşlardan hep “Allah-Allah bir tek sizde oluyor bu hata” yanıtını aldık. Birde duyduk ki biz aldıktan sonra program çok ucuzlamış.
Aslına bakarsanız hayat bu kadar zor değil. Yapmamız gereken bir otomasyon programı alırken iyi bir araştırma yapmak, kıstaslarımızı belirlemek ve ödeme koşullarını da dikkate alarak karar vermektir.
Unutmayalım ki, çok büyük bir rekabet var radyolar arasında. Hepimiz aynı şarkıları çaldığımıza göre farkımızı ne belirleyecek? Tabi ki düşündüklerini uygulamaya en iyi sokabilenler, en iyi planlamayı, en iyi geçişleri yapabilenler.
Atalarımızın da dediği gibi “eğri oturup, doğru düşünmek” gerekir. Kullandığımız gerçekten bir otomasyon mu, yoksa kendimizi mi kandırıyoruz.
Kaan Altınkum
Eğitim ve Teknik Destek
Radyocuyuz Gazetesi
Yorumlar
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: ip adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle pa ylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Burak Özgün: Üretim ve Müzik Editörü Biz radyo olarak şöyle bir yol takip ediyoruz. Arşivimizdeki tüm şarkıları rtimlerine göre işaretledik. 4 farklı rtim grubumuz var. 1 hızlı (Örnek Serdar Ortaç Şeytan), 2 orta derece hızlı (Örnek Tarkan Gül Döktüm Yolarına) 3 Yavaş (Örnek Demet Arnavut Kaldırımı) 4 Slow... Tabi müziklerin kendi kategorilerini de unutmayın (pop, rock arabesk gibi) Radyo programcılarımız bir sonraki şarkıyı seçerken o anda çalan şarkının bir üst veya bir alt seviyesinde şarkı çalıyo... tabi kategorileride ihmal etmeden. Böylece radyo yayınında keskin geçişler olmuyor...
ülkemizda özel radyolar ilk kuruldugu yıllarda anadolu daki radyoların neredeyse hepsinde bırakın otomasyon programını bilgisayar yoktu porgram yapımcıları resmen kasetlerle göreşiyorlardı yayında ama yine dinlemeye değer ve radyoların en geniş dinlenme potansiyelinin olduğu yıllardı teknoloji ilerledi ve artık program yapımcılıarna sadece programa adapte olup en güzelini sunmak kaldı. siz otomasyon kullansanız ne olur yayının içi boşaltıldıktan sonra bugun eşi emsali görülmemiş yöntemler uygulanmakta paket yayınlar veya 2,3 çalışanla ayakta durmaya çalışan günü kurtarmaya çalışan istasyonlar haline geldiler tamamen yayının içini boşlatmaktan başka birşey olmuyor sonuç yine ekonomik faturayı patronlar çekiyorlar çünkü nasrettin hoca gibiler bindikleri dalı en güzel kesen bu zihniyeti sürdürenler programcı otomasyon kullansa ne kullanmasa ne işi bilen otomasyona bile gerek duymaz
Sevgili djiso.söylediklerine sonuna kadar katılıyorum.iş kullananda bitiyo.kullananın becerisinde
Ben her zaman radyo alanında insanın en önemli faktör olduğuna inanırım..
Hangi otomasyon programını satın alırsanız alın.Programı kurun oturun bekleyin bakalım kendi kendine bişey yapabilecek mi?
Bence aslında iş otomasyonda değil onu kullanan da...
Kullanan müzik konusunda bilgili değilse yani sabah,öğlen,akşam hangi müzik tarzı dinlenir bilemiyorsa kimse satın aldığı otomasyonuna bu program işe yaramaz demesin.Daha sert bir dille eleştireyim, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler...Dayı amca yada teyze oğlu çalıştığınız radyonun müzik direktörlüğüne getirilirse;Sizin otomasyon bi işe yaramaz..yada şöyle söyleyelim;yayık ayranı gibi ağzını yayarak konuşan içi boş ama dışı dolu hanım kızlarımız radyolara müzik direktörü olursa;yine Sizin otomasyonda hiç iş yok ama ....olur..
Uzun zamandır bir ............ kullanıcısı olduğumu gururla söylemek ister herkese de tavsiye ederim.
İş otomasyonda değil insandadır.Otomasyon insana en büyük kolaylığı sağlar.Otomasyonsuz radyo olur ki var da zaten(Winamp kullanan bir sürü radyo var Anadolu'da)İnsansız otomasyon olur mu?
Saygılar...