Müzik Direktörlüğüne Bakış-2
Radyocuyuz Dergi 26 Ağustos 2008 Salı Makaleler
Bir önceki yazımda müzik direktörlerine yönelik; bence herkesin okuması gereken gerçeklikleri aktarmaya çalışırken, kaldığım birtakım kurallar olmuştu.
Fakat bu yazımda, kuralların ne olduğunu tartışmaya açmadan önce, bugün burada var olmamızı sağlayan bu süreci bir de benim gözümden görmenizi istedim.
Kurallara giriş
İnsanın elindekinin ne olduğunu anlayabilmesi ihtiyaçlarını tarif edebilmesi ve buna bağlı olarak harekete geçmesi gerektiğine inananlardanım.
Böylece tartışmaya açmaya çalıştığımız konuların daha da artmasını ve fikirlerin paylaşılmasını umuyorum.İnsanoğlunun teknolojiye ayak uydurması ile teknolojinin insanoğluna ayak uydurması arasındaki fark;
Teknolojiyi arayan insanla mecburiyetten ötürü teknoloji kullanan insan arasında ki farktır.
Bu fark geniş görüşlülük - vizyon - farkıdır. Kısaca hayata bakış açınızın ne olduğudur.
Birisi, daha iyisini ister yeniliklerin ancak yeni kavramlar ve uygulamalar yaratarak gerçekleşebileceğini anlamıştır. Hayatın sırrını çözmüştür keyfi yerindedir.
Diğeri ise bu yeniliklere uyabilme derdindedir.
Bilgi edinme Süreci
Ülkemiz çok uzun yıllar süren devlet tekelindeki yayından kurtulduğu gün teknoloji arayan insan ile teknoloji kullanmak zorunda kalan insan yan yana geldi.
Bu durum sektörün her alanında yaşandı ve bugün de yüksek bir tempoyla devam ediyor aslında.Geride bıraktığımız süreç çok sancılı gibi görünse de esas sancılar şimdilerde yaşanıyor ve eğer bakış açımız değişmezse böyle de devam edecek.
Doğrusunu söylemek gerekirse özel yayıncılık dönemi standartlar bilinmeden başlatıldığı için bu kaos kaçınılmazdı.
Ben bu kaos dönemine; yanlış yatırımlara, deneme yanılmalara, çok bilirliklere, “Ben yaptım oldu.” durumlarına KNOW HOW süreci diyorum.
Bilgiye ulaşma süreci de seçtiğiniz yola bağlı olarak kendiliğinden tanımlanıyor.
Soba sıcak mı değil mi bu süreçte öğreniyorsunuz.
Başka bir deyişle ne kadar bildiğinizin farkına varıyorsunuz. İlerlemek size kalmış.
Arap saçı ve orman kanunu düzleminde başlangıç yapılan sektörümüzde bizi ilgilendiren en önemli konu ise bu dönemdeki yayıncıların büyük çoğunluğunun deneme – yanılma ve belirli bir kısmının da batıdan bilgi alarak var olma çabalarıdır. Know How süreci dediğimiz süreç budur.
Bugün artık iletişim çağında yaşıyoruz. O karanlık günler geride kaldı!
Artık bilgi sadece batıda değil.
Şimdi takip eden için her bilgi paylaşılıyor.
Bütün dünya deneyimlerini açıklıyor interaktif iletişim var.
O zaman her şey yolunda mı dersiniz?İkinci 10 yılını dolduran yayıncılık tarihimizde ışık hızıyla gelişmeler oldu.
Pazarlama ve markalaşma süreci konularında tecrübe sahibi büyük sermaye kendi vizyonu doğrultusunda radyoları tek tek kurdu.
Bu işin büyüyeceğinden emin olan girişimci ruhlar da bu dönemde yatırımlar yaptı.
Bir nevi kiracı olan mal sahipleri sürüncemede geçen bunca yılda doğal olarak yatırım yaparken de farklı düşündüler farklı davrandılar.
Sektöre alt yapı hizmeti veren yerliler de geliştiler ilerlediler ve standartlar belirlenmeye başlandı.
Kısacası, bariz gelişme var; fakat bilgi ne kadar çoğalmış ve nasıl yayılmış acaba?
İşin kitabı var mı?
Önemli olan; yaratabildiğiniz kavramlar, ortaya koyabildiğiniz kalite olduğuna göre yeriniz neresidir? Anlayabilmeniz için ne kadar bildiğinizin, tasarlama gücünüzün ve uygulama kabiliyetinizin farkında olmalısınız?
Ancak bu yolla kendinizi bulabilir ve işin kitabını yazabilirsiniz.
Kitabı yazabilir yani istasyonunuzu formatlayabilir duruma geldiğinizde kurallar devreye girer. Bir radyo istasyonunu ele aldığınızda öncelikle formatın ne olduğunun çok net açıklanmış ve tarif edilmiş olması gerekir.
Bu tarif istasyonun anayasasıdır.
Radyolarda insanlara benzediği için değişen ihtiyaçlar, yeni kavramlar, hayal gücünüz, yeteneğiniz ve teknolojik olanaklarınız doğrultusunda bu formatta değişiklikler olur, format yenilenerek yaşar.
Buna bağlı olarak da kurallar oluşur, yok olur veya değişir.Bizde işe en başından başlayacağız.
Format ne demektir?
Kurallar nasıl oluşur?
Nasıl uygulanır?
Bu işin bir standardı var mıdır?
Kimleri bağlar?
Sizin istasyonunuz bu işin neresindedir?
Siz bu işin neresindesiniz?
Bütün bunları tartışmaya açacağız, ancak sonraki sayıya.
Bu süreçte siz kafayı bunlara yorun;
Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Ne yapmak istiyorsunuz?
Niye yapamıyorsunuz?
Sizi diğerlerinden ayıran ne var?
Bakalım aynı frekansta mıyız?
Devam edecek…
Kerem Çallıoğlu
kerem@spesyalist.com
www.spesyalist.com
Yorumlar
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: ip adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle pa ylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.