Müzik Direktörlüğüne Bakış-1

Müzik Direktörlüğüne Bakış-1

Günümüzde modern yayıncılıkta benimsenmiş birçok format 1950'lerde Amerika'da yenilikçi yayıncılar tarafından çeşitli tecrübelere dayanılarak oluşturulmuştur. Bunlardan en etkileyicisi ve bugünde en popüler olanı yoğun tekrara dayalı hit müzik istasyonu formatıdır.

Kimi zaman TOP 40 formatı olarak da anılan bu sistem Amerika’da 2 yayıncı arkadaşın bir cafede olup bitenlerden yola çıkarak keşfettikleri bir formattır.  Mesai bitiminde radyolarında olup bitenleri değerlendirmek ve yeni fikirler üretmek amacıyla bir cafede günün yorgunluğunu atan iki yayıncı fark etmişler ki; müşteriler orada bulunan Juke Box’ta sürekli aynı gözde şarkıları çalıyorlar ve bunu makineye para atarak yapıyorlar.

İşte bugün Türkiye’de de yoğun olarak kullanılan HIT MUZİK İSTASYONU Ya da TOP 40 yayın formatı bu noktada hayata geçmiştir. Dinleyicilerin her zaman en popüleri dinleme eğilimine dayanarak işe koyulan bu iki kafadar, ilk iş olarak istasyonlarında müziği kategorize ederek ilk hit müzik istasyonu formatını uygulamışlardır. Bu formatla çok kısa bir sürede dinlenme oranlarını % 50 oranında artırarak rakiplerini sürklase etmişlerdir.

O günden bugüne bu format genel olarak kimliğini koruya gelse de günün gerekleri ve farklı bakış açılarının da katılımıyla evrime uğradı ve bugün bildiğimiz birçok modern formatın temelini oluşturdu.

Hedefimiz Amerika'yı yeniden keşfetmek değil, keşfedilmiş ve denenmiş uygulamaların farkında olarak kendi yolunuzu bulmanızda olabildiğince aydınlatıcı olmaktır.

1-) FORMAT, İÇERİK, MÜZİK,

Bize göre 2 tür radyo istasyonu vardır. Popüler Kültür İstasyonları ve Tematik İstasyonlar. Ülkemizden bir kaç örnek vererek daha da netleştirebiliriz bunu; “Popüler Kültür İstasyonları”na POWER FM, METRO FM, SÜPER FM gibi istasyonları sayarken,” Tematik” istasyonlara, OXI-GEN, FG, CNN TURK, RADYO SPOR gibi istasyonları sayabiliriz.

Ancak format ne olursa olsun bir radyo istasyonundaki yayının % 70'ini müzik oluşturur.

Ne kadar çok özel programınız olursa olsun, müzik sizi dinleyicilere bağlayacak en önemli ham maddedir. Hiçbir dinleyici 7gün 24 saat konuşulan ve bir şeyler anlatılan bir istasyonu dinleme sürekliliğini gösteremez. Özellikle radyo dinlenme oranlarının en önemli bölümlerinin ya yollarda ya da ofislerde geçtiğini var sayacak olursak; müzik, dinleyiciler ile bağlantı kurmada kullanılacak en önemli materyaldir.

Kısaca müzik oluşturacağınız binanın temelidir.

2-) KATEGORİZASYON ve YAYIN AKIŞI

Müzik Direktörlerinin işi herkesinkinden daha zordur. Ellerinde binlerce şarkıyla dinleyiciye her an en iyi seçilmiş arşivi sunmak ve bunu diğer departmanların süslemesini sağlamak zorundadırlar. Ya da tam tersi bir durum söz konusudur. Arşiv çok kısırdır ve formata bağlı olarak eldeki sınırlı arşivle dinleyicilere en efektif yayınla ulaşmak gerekliliği vardır.

Aslına bakacak olursanız MD' ler en önce istasyonun yayıncılarından saygı kazanmak zorundadırlar ki, bu yayıncılar benimsedikleri ve kendilerini de harekete geçiren bir akışla dinleyiciler ile buluşsunlar.  Aksi takdirde ne kadar profesyonel bir yayıncı ekibiniz olursa olsun, dinleyici samimiyetsizliği fark edecek ve umulan başarı sağlanamayacaktır.

O yüzden müzik direktörlerinin dikkat etmesi gereken en önemli konu arşiv seçimidir.

Unutmayınız ki bu dünyada sizin formatınızdaki tek istasyon siz değilsiniz. Etrafınızda bir yerlerde mutlaka sizi takip eden birileri var. Bunlar ya sizden daha küçük istasyonlar ve sizin gibi olmak istiyorlar Ya da en az sizin kadar büyükler ve egemenliğinizi sonlandırmak için açığınızı kolluyorlar. 

Bugün artık biliyoruz ki radyo dinleme alışkanlıkları reklam pastasındaki payınızı belirleyecek en önemli veridir. Rekabet her şehirde, her formatta en üst düzeydedir. Dolayısıyla artık hatalara katlanmanın bedeli her istasyonun bütçesi için astronomik olacaktır. Öyleyse inandığınız formatta yayına geçerken yapmanız gereken en önemli iş müziğin kategorize edilmesidir.

Bu kategoriler yayın akışınızı oluşturacak ve dinleyicilerin sizi tercih etmesindeki en büyük etken olacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Diğer programlarınız rating alsa bile sabahtan akşama kadar süremeyecekleri için müzik özel programlarınızın içeriğine katkıda bulunacağı gibi geri kalan yayınınızın da temelini oluşturacaktır.

Bir MD olarak yapmanız gereken ilk iş arşivinizi gözden geçirmektir. Bu işlem esnasındaki en önemli parametreniz tereddüt ettiğiniz kalitesinden emin olmadığınız şarkıları arşivden hemen çıkartmak olmalıdır.

İstasyonunuz bir kara delik değildir dinleyicilerde de sabır yoktur. Her zaman en iyisini talep edeceklerdir. Buna göre tereddütte olduğunuz bütün şarkıları hemen arşivinizden elemelisiniz. Çok paralel olduğu için müzik sektöründen bir örnek vererek bunu pekiştirebiliriz. Plak şirketlerinde Artist ve Repertuar diye bir departman vardır. Bu departmanda çalışanların işi potansiyel vaat eden artistleri bulmak ve albüm yapım aşamasına sokmaktır. Bize göre Müzik Direktörleri de böyledir.

MD' lerin seçimleri dinleyicilere sunulur ve kulağınız varsa tam 12'den vurursunuz.  Kulağınız yoksa kendi seçimlerinizi yapamıyor ve taklit ediyorsanız yanlış kariyer peşindesiniz demektir. Ülkemizdeki meşhur tabiriyle siz “Patlatan” kişi olmalısınız. Seçimleriniz dinleyicileriniz arasında patlamalı.

İstasyonunuzu bir karışık albüm gibi görmelisiniz. Tek farkınız siz 24 saatlik bir albüm hazırlıyorsunuz. 24 saatin her anında dinlenebilir bir albüm olmalı bu. Öyleyse kalitesinden emin olmadığınız hiçbir şarkıyı yayına almamalısınız. Rekabetçi bir istasyonda dolgu müziği olamaz. Müzikalite şarttır.

Arşivinizdeki elemeler bittiğinde elinizde kalan size göre kalitesi en üst düzeyde şarkılar olacaktır. Bu şarkılar ya o anda popülerdirler ya da popüler olmaya adaydırlar. Ya da eskiden popüler olmuş, çoğunluk dinleyiciniz tarafından bilinen, duyulduğunda bir şeyler hatırlatacak şarkılardır. Eğer sizde bu yönde tespitler de bulunuyorsanız doğru yoldasınız demektir. Seçtiğiniz arşivi de dikkatle kategorize etmeniz gerekiyor.

Başarılı bir yayın akışı için kategorize etmenin çok iyi düşünülerek tasarlanması gerektiğini hiç unutmayın. Bunu tespit ederken ilk yapmanız gereken bir yayın akış sırası ( running order ) düşünmeye başlamaktır. Tıpkı bir karışık albüm ( compilation ) oluştururken hangi şarkıyla başlayıp nasıl devam edeceğiniz ve hangi şarkıyla bitireceğinizi düşünmek gibidir. Bu tasarımınız istasyonunuzun formatını oluşturacak ve her gün aynı şekilde tekrarlanacaktır. O yüzden bu çalışmaya PROTOTİP YAYIN AKIŞI çalışması diyoruz.

Daha önce hiçbir şekilde kategori düzenlemesi yapmamış, kariyerinin başında ya da yolunu kaybetmiş olanlara önerimiz hemen bir saatte kaç şarkı çalınır diye düşünerek işe başlamalarıdır. Bize göre bu yaklaşık 12 – 14 şarkıdır. O zaman hemen elinizdeki arşivden 12 – 14 tane şarkıyı seçip bunları sıralamanızı öneririz. Sonuç sizin PROTOTİP YAYIN AKIŞINIZDIR.

Burada vereceğimiz örnekler HIT MÜZİK istasyonları tarafından sıkça kullanılan kategori düzenleme mantığındadır. Tematik radyolar bundan yola çıkarak kendi sistemlerini kolaylıkla oluşturabileceklerdir diye düşünüyoruz.

Genellikle yoğun tekrara dayalı istasyonlarda aktif yayın saatleri sabah 07.00 den başlayarak gece yarısına kadar devam etmektedir. Gece yarısından sonra istasyonlar genellikle dolgu yayını yapmaya meyillidirler. Mevsime göre bu dönem değişmekle birlikte, yaklaşık değerler üzerinden örnekleme yapmakta sanırız bir sakınca oktur. Kısaca aktif yayın saatlerini yaklaşık olarak günlük 18 saat olarak tanımlayabiliriz.

Buna göre aşağıdaki kategorizasyon olaylara bakışınızda yardımcı olacaktır diye umuyoruz.

A- GÜNDE 6 TEKRAR
B- GÜNDE 4 TEKRAR
C- GÜNDE 2 TEKRAR
D- GÜNDE 1 TEKRAR
E- 2 GÜNDE 1 TEKRAR
F- 7 GÜNDE 1 TEKRAR
G- 30 GÜNDE 1 TEKRAR

vs gibi kategoriler düşünülebilir.

Bu kategorilerin içerikleri yukarıdan aşağıya en popülerden daha az popülere doğru oluşturulabilir.  Kimi istasyonlarda bu kategorilere çeşitli isimler verilmektedir ancak önemli olan isimlerin ne olduğu değil, içindekilerin nasıl kullanılacağıdır.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu kategoriler sizin seçimlerinizle hayat bulacak ve 24 saat boyunca dinleyicilerinize buradan serviste bulunacaksınız.

Bu servisin her gün aynı kalitede tekrarlanması ise devamlılık süreci kapsamında istikrar doğuracak ve artık içeriğin kalitesinden çok işin süslemeleriyle alakadar olacaksınız. Yine müzik sektöründen bir örnekle pekiştirebiliriz.

Eğer bu kategorileri bir albüm oluşturacak malzemelerin içeriği olarak düşünürseniz tıpkı albümlerdeki sıralama gibi A1 şarkı B1 şarkı gibi konumlandırabilirsiniz. Siz elinizdeki arşivi A1 şarkılar A2 şarkılar vs gibi tıpkı bir albümdeki şarkıları sıralıyor gibi ayrıştırmalı ve bunları oluşturacağınız PROTOTİP YAYIN AKIŞI sayesinde dinleyicilerinize sunmalısınız. Bu yolla istasyonunuzdaki müzik 24 saat boyunca çok efektif olacaktır.

Çok hoşlanmamakla birlikte yine Amerika'dan bir örnekle bu konuyu pekiştirelim ve ilerleyelim. Yukarıda bahsi geçen Amerikalı mucitler radyolarındaki arşivi elden geçirdikten sonra, bunları kategorilere ayırmanın yolu olarak da KARTOTEKS mantığını kullanmışlardır.

Kartoteks mantığı, arşivde yer alan şarkıların her birini bir karta yazarak fiziksel olarak bir kategoriye atabilmeyi ön görür.

O yıllarda bilgisayar olmadığını da hatırlarsak bu eylemin bir devrim olduğunu söyleyebiliriz. Bu mucitler oluşturdukları kategorileri birer kutuya dönüştürmüşler ve kartlara yazılan şarkıları bu kutulara koymuşlardır.

Bunun adı da KATEGORİ KUTULARI İLE ROTASYON’ dur ve bugün kullanmakta olduğumuz yayın planlama sistemlerinin atasıdır. Ayrıştırılarak kartlara yazılan ve kategorize edilen arşiv, yayına giren DJ' lere bir yayın akış listesi ile sunulmuştur. PROTOTİP YAYIN AKIŞI dersek bir ışık yanar sanırım.

Buna göre DJ' ler bu yayın akış listesine bakarak sırası gelen kategoriden en üstte duran kartı çekmişler ve şarkıyı çaldıktan sonra kartı bu kutunun en arkasına koymuşlardır. Böylelikle devam eden bir döngü içerisinde standart bir rotasyon süreci doğmuştur.

Burada ismini vermemekle birlikte ben kendi gözlerimle İstanbul'da ziyaret ettiğim yerel bir istasyonda bu sisteme şahit olmuştum ve yıl sanırım 2000 idi. Kategori kutuları yoktu, şarkılar kartlara da yazılmamıştı ancak duvarda asılı bir tablo üzerindeydiler ve DJ' ler bu tabloya bakarak yayın yapıyorlardı.

Yukarıda anlattığımız bu süreç sadece yayındaki arşivin rotasyonunda istikrar sağlamakla birlikte, zamanla yayın içeriğinin daha da çekici olması açısından kurallarda devreye girdi ve iş kartoteks metodununda çok önüne geçti.

3-) YAYIN POLİTİKALARI ve KURALLAR

Gelişen teknolojinin sunduğu avantajlar arttıkça yayıncılıkta bilgisayar ortamında programlama felsefesi gelişti ve yayın içeriği yani format birçok kuralla desteklenmeye başlandı. Yaşamımızın her safhasını planladığımız gibi istasyonumuzun yaşamının da her safhasını planlama ihtiyacı doğdu.

24 saatlik zaman diliminde sabah, öğle, akşam vs gibi zaman bloklarına ayrıldığını biliyoruz. İstasyonlarında bizler için var olduklarını düşünecek olursak, yayın akışlarının da insanoğlunun hayatı ile paralel bir felsefeyle tasarlanması gerekliliği de doğal olarak belirdi.

Nasıl ki sabah kalkar kalkmaz lahmacun yemiyorsak, istasyonumuzda da içeriğin 24 saatlik süreç doğrultusunda belirli kurallar ve alışkanlıklar göz önüne alınarak planlanması ve üretilmesi gerekliliği de modern istasyonlarda dikkat edilen en önemli faktörlerden birisi oldu.

Hayatımızda her gün tekrarlanan bu süreçlere ise kuşak ( day part ) diyoruz. Kuşaklar istasyonların 24 saatlik zaman dilimi içerisinde sundukları içeriğin tasarlandığı ve dinleyiciye sunulduğu yaşamsal zaman süreçleridir. Dinleyiciye sunulan içerikte bu parametre göz önüne alınarak tasarlanmaktadır.

Dolayısıyla bu süreçlerin her birinde aynı arşivi kullanmakla birlikte, arşivdeki elementlerin dinleyiciye sunuluş şekillerini değiştirmekteyiz. Bu değişim o kadar barizdir ki istasyonun tanıtım malzemeleri bile bu kuşaklara uygun tasarlanmaktadır.

Öyleyse istasyon içindeki kuşakları da değişik yayın politikalarının uygulandığı yaşamsal zaman süreçleri olarak tanımlayabiliriz. İşte bu kuşaklar içinde yapılacak manevraların tasarlanması tarif edilmesi ve uygulanması da yayın politikalarıdır.

Yayın politikaları ise birçok kural bir araya getirilerek oluşturulur.

Devam edecek…

Kerem Çallıoğlu
kerem@spesyalist.com
www.spesyalist.com

Yorumlar

Yorum Yaz


Yeni Kod Oluştur