Sanat Müziğin'de İlk Akla Gelen Radyocu
RADYOCUYUZ.COM 7 Ocak 2010 Perşembe Söyleşi
Türk sanat müziği dinlemek isteyenlerin ilk tercihi kanaltürk radyo'da müziğe gönlünü vermiş yıllardır bir çok radyo da türk sanat müzigi yayınları ile bu müziğe gönül verenlerin ilk aklına gelen radyocular arasında yer alan Gürkan Muharrem Çakan'la Kanaltürk'ün mecidiyeköydeki stüdyosunda buluştuk.konservatuar ile başlayan sanat müzigi aşkı,yorumcu olmak isterken nasıl radyocu olduğu ve Kanaltürk radyoyu konuştuk.Haftaiçi ve pazar günleri 15:00 ila 18:00 saatleri arasında program yapan Gürkan Çakan aynı zamanda radyosunun müzik direktörlügü görevinide üstlenmiş durumda.
Röportaj: Erkut Aktaş
Sizi tanıyalım... Kaç senedir bu camiadasınız?
1978 İstanbul doğumluyum. Özel televizyonun yayına başladığı yılların hemen ardında, özel radyoları bekliyorduk ki ilk radyo yayına geçer geçmez birden yüzlerce radyo var oldu. İşte o yıllarda bir yanda Lise de okurken İlk mikrofon maceram 1994 yılında yerel bir radyoda başladı.Yaşımın ufak olması dezavantaj olduğu kadar aynı zamanda avantaj anlamına geliyordu çünkü yapmak istediklerim için seneler önümde durmaktaydı.. Büyük pop patlamasının ve müzik kirliliğinin var olduğu o yıllarda gerek pop müzik, gerekse diğer müzik türlerinin hepsinde tercihim klasiklerdi ki sonra ki yıllarda müziğin klasiğini öğrenmeye karar vererek konservatuarlı oldum ve Türk sanat müziği ile tanıştım. Sonrasındaysa Türk Müziğinin Radyosu Veys FM, hemen ardında ilk DJ’i olduğum ama müzik direktörlüğünü radyoculuğu benden öğrenmiş birine kaptırdığım Radyo Alaturka ki inanın hala çok kırgınım o radyoya ve sonrasın da işte buradayım Türkçe müziğin en klasiklerinin buluştuğu radyo Kanaltürk.
Radyocu olma fikri nasıl oluştu?
Aslında ilk başlarda daha çok hobi gözüyle baktığım bir meslekti. İdeallerim müzisyen olma yönündeydi daha çocuk denilebilecek yaştaydım. Okul için düzenlenen bir şiir okuma yarışında diksiyon dersleri almakla başladı her şey, sonrasında bir radyo programında ödül kazanmamla hem okul hem radyoculuk serüvenine start dedim.
Programınızı siz nasıl anlatırsınız?
Her telden seslendiğimiz duygu yüklü bir program dememiz en doğrusu kim belirliyor ya da neye göre tarif edemem belki ama seviyeli olmak ve bu seviyenin samimi çizgilerle olması özlenileni veriyor dinleyicilere…
Sanat müziği Yayıncılığı diğer müzik türlerine göre ne gibi farklar oluşturuyor?
Biraz evvel seviye demiştim ya, o müzik kendi içinde zaten bir boyut kazandırıyor. Aklımız gelen her şeyi yada okuduğumuz her haberi iletemiyoruz ister istemez. Türk sanat müziği yaşanmışlık isteyen bir müziktir. Bu sebepten dolayı şarkının yanında dinleyicilere hitap ederken o çok ince çizgiyi her daim görmek, bilmek zorundayız. Bu anlamda zorlandığımız anlar olmakta, yine de her arkadaşımın kendine ait programı bulunmakta. Zeynep her sabah ‘’Zeynep’le Yaşamak Ne Güzel Şey’de’’ haberleri sunuyor, Murat öğle üzeri dinleyicileri zaman tünelinde yolculuğa çıkartıyor, hemen ardından benim programım başlıyor ve dinleyenlerimizle şarkılardan fal tutuyoruz programım bitince Caner sevilen şarkıları dinleyicimizle paylaşmaya devam ediyor, hafta sonu ise Arzu mikrofondan merhaba diyor ve zamansız şarkılarla dinleyicilerimize ulaşıyor.
Müzik direktörü olarak müzik seçimi yaparken nelere dikkat ediyorsun?
Bir pop radyosundan çok farklı değil seçimler, bizim müziğimizde de çok sevilen bilinen şarkılar mevcut durumda. Bunun yanı sıra az bilinen ve sevilen şarkıları gündeme getirmekte tabi ki görevimiz birde makamsal ve dönemsel farklılıklar var ki aslını sorarsanız daha çok buna özen göstermekteyim. Mesela klasik bir eserin ardında gündemden bir şarkı makamsal kurallar uysa da kulak tırmalayabilmekte veya türk müziği sisteminde bazı makamlar yan yana geldiğinde yine aynı hissi vermekte, dikkatim daha çok bu yönde.
Nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz programlara?
Ön hazırlığım genelde gazetelerle olmakta. Gündemden müzik haberlerini paylaşmak hoşuma gidiyor arada da bazı şarkılara özel şiir tadında bir şeyler yazdığım oluyor, geri kalan kısım tamamıyla doğaçlama.
Radyoculukta unutamadığınız iz bırakan bir olay var mı?
Birçok anı bulunmakta zihnimde ama benim için en çok önem taşıyan Belkıs Özener’le yapmış olduğum programdır. Formatı bana ait olan Yeşilçam’dan Nağmeler isimli programım da Türk müziğini bana sevdiren en büyük isimlerden biri olması nedeniyle (Türk Sineması’nda seslendirdiği şarkılarla) Belkıs Özener’in hep özel bir yeri vardı içimde. Kimse onun adını bilmezken ben onunla tanışmayı çok arzu ediyordum ve filmlerden çektiğim şarkılarına radyo programlarımda yer veriyordum. Tek derdim ona ulaşmaktı ve isteğimi albümü çıkınca gerçekleştirdim, albüm müzik marketlerdeki yerini almadan bir gün önce konuğum olmuştu bu benim için en büyük ödüldü. Onunla birlikteyken çok heyecanlanmıştım
Radyocular kültürel anlamda nasıl beslenmeli?
Okumaktan hiç vazgeçmemeli ve bir tiyatrocu gibi hayatı gözlemlemeli her konu hakkında konuşmak için bilgisi olmalı. Ne demode, ne fazla çılgın olmalı, ortasını bulmak için devamlı takip etmek gerekiyor.
Dinleyicilerle iletişimin nasıl? Nasıl tepki veriyorlar?
Programımın ikinci saati canlı telefon bağlantılarıyla geçiyor. Müziğimizden, programlarımızdan dolayı övgüleri duymak gurur veriyor. Bir misyon yüklenmek bazen korkutucu olabiliyor ama biz devamlı yayın performansımızı yüksek tutarak bu övgülere layık olmaya çalışıyoruz. Müziği bilmeyen insanların, şu an dinlediğimiz müziğin bile türk sanat müziği seslerinden oluştuğunu algılayamayan insanların sanat müziği ölmüştür demelerine inat, insanlara seslenmek muhteşem tabi ki onlardan bize dönen ilgide gurur verici.
Yorumlar
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: ip adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle pa ylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Aslında en iyi yorum,hiç yorum yapmamaktır.Amacım polemik yaratmak değil,ben Gürkan'ın haince bir sözüne rastlamadım hiç.Şahsende tanırım.Nerde nasıl ve ne konuşacağını bilen insan.Harikulade ve seviyeli mesajlar vermiş.Bu radyo camiasına yeni katılmış biri olarak,çok özür diliyorum,meslektaşına hain diyebilen birinin,bu camiada olması insanın kanını donduruyor.
Bu camida tüm radyocular mücadele veriyorlar, zamanında birlikte yardımlaşan kişilerin şimdi haince açıklamalar yapmalar çok üzücü. Gürkan Bey ve onu seven arkadaşlarını daha düzeyli yorumlar yapmaya davet ediyorum. Yazdıklarınız ile rencide ettiğinizi sanabilirsiniz, ama dinleyici kitleleri ve hakiki dostlar kimin ne olduğunu en iyi bilenlerdir. Bari şu tek radyocu sitemizi çirkin iddialarınızla kirletmeyin.
değerli meslektaşım gürkan'ı tebrik ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.ayrıca, hakettiği yere çok daha önce gelmeliydi.ancak bu gecikmiş başarısı onun değerini düşürmemiştir.güzel kalbi ve iyi niyeti yüzünden insanların suistimaline uğramış.olsun hayat herkesi hakettiği yere taşır birgün..başkalarının sırtına basarak yükselmeye çalışan nankör insanlar da hayattan gerekli dersleri alırlar umarım.yolun açık olsun güzel insan.
Hariçten gazel okumak ile tepkisizlik farklı şeylerdir. Polemik de, yorum katmak da bu işin doğasında var. Buna rağmen ben meslek hayatımızda yaşanılan yanlışları ifşa etmedim, sadece fikrimi söyledim. Yeri geldi bende kağıda yazılmış anonslar okudum, mikrofondan güzel sözler aksettirebilmek için her tür teknik mübahdır, bunda ayıp olan bir şey yok arkadaşlar. Şimdi benim de Gürkan Bey'e emeğim geçmiştir deyip ne gibi yönlendirmeler de bulunduğumu söylesem yakışık akır mı? Bu piyasada bazılarınızın düşmanlığı buralara kadar yansıyor demek ki. Edep ile nezaketi düzgün kullanamayanlar radyoculuğun -r- sinden değil hiç bir harfinden bahsedemez. Ve sevgili arkadaşlar bir söz var "eski dost düşman olmaz". Nedir bu çekişme, herkes hak ettiği yerde işte. Gürkan Bey'in beni sevdiğini ve saygı duyduğunu bildiğim için vicdanım rahat. Kendisinden şahsına yakışır bir barış içerikli yorum bekliyorum.
Eski bir Veys Fm ci olarak, o dönemleri çok iyi hatırlıyorum. Sevgili Gürkan' ın bana da çok yardımları oldu. Yukarıda bahsedilen malum kişinin yapıcağı anonsları bile Gürkan Bey tarafından kağıda yazılıp okuduğu günleri biliyorum. Hey gidi günler hey:)) Kimse radyoculuk taslamasın, radyoculuğun -r- sini bilmeyen insanlar şimdi yönetici pozisyonundalar diye de kendilerini bişey sanmasınlar.. Herkes herşeyi çok iyi biliyor... Sevgili Gürkan Bey büyük bir zevkle okudum ropörtajı ve .... maduru olanlar umarım sizin gibi cesaretli olurlar...
İki tarafıda gayet iyi tanıyan biri olarak tek söyleyebileceğim Gürkan Bey nihayet içinden geldiği gibi konuşmuş. Radyo Alaturka' ya vermiş olduğu emeklerden dolayı teşekkürlerimizi bir borç biliriz ve yepyeni bir radyoda bu müzik türüyle Türkiye'ye seslenmesi ayrıca hoşuma gitmekte. Kendisinin bende de büyük emekleri vardır sağolsun. Mütevazı kişiliğini o'nu tanıyan herkes bilir ve kimin nereye nasıl geldiğini bende gayet iyi biliyorum. Bu sebepten o'nun o kuruma yapmış olduğu bu ufak sitem az bile... Dediğim gibi nihayet içini dökmüş. Onu çok daha iyi yerlerde görmeyi temenni ediyorum. Tabi ki öncesinde doğru insanlarla çalışması temennisiyle...
Bence yapılan röportajın amacında zaten röportaj yapılan kişinin kişisel yaşantısı ve yaşadıklarıyla doğru orantılı bilgiler anlatması beklenmetedir..
gürkan bey açık ve dürütçe fikirlerini beyan etmiş röportaj yapan arkadaşımızla paylaşmıştır eğer birilerinin cevap hakkı varsa bırakınız o kişiler cevap versinler..hariçten gazel okumak röportajı yapan kişiyi eleştirmekte bi o kadar hoş değil..yapılan röportajı okursunuz beğenir ya da beğenmezsiniz..şimdi biz burda farklı bi polemiğe girsek hoş mu olur?
hayır...gürkan bey fikirlerini beyan etmiştir bundan sonra varsa muhattabı onlar görüşürler...
Radyo Alaturka, müziği ve konuşmayı iyi bilen, hak edenlerin yönettiği bir radyodur. Gürkan Bey kariyerindeki fırsatları "kaptırdığını" dile getiriyorsa kabahati kendinde aramalı. Kimse radyoculuğu tek bir kişiden öğrenmemiştir. Sayın Çakan eğer birine radyoculuğu ben öğrettim derse bu kibir olur, fakat ima ettiği kişiden böyle bir ifadeye rastlarsa bundan gurur duyabilirdi. Sitem ederken meslekdaşlarımızı refüze edecek sözlerden kaçınmamız lazım. Kendisine kimseye bir şeyini kaptırmayacağı bir meslek hayatı diliyorum. Öğrenecek daha çok şeyimiz var...